“Stagflasyon nedir?” sorusunu cevaplamaya, enflasyon ve stagflasyon terimlerini açıklayarak başlamak gerekir.
Enflasyon, ülke çapındaki ürün ve hizmet bedellerinin sürekli ve hissedilir düzeyde artması durumudur. Bir başka ifadeyle nominal millî gelirin aynı miktarda bir kazançla satın alınan mal sayısına oranla artması yani şişmesidir. Enflasyon sürecinde dolaşımda bulunan para miktarıyla malların ve satın alınabilir hizmetlerin toplamı arasındaki makas açılır. Bu nedenle fiyatlar toptan yükselir ve paranın değeri düşer.
Resesyon, ekonomide durgunluk olarak bilinir. Ekonomide dönemler, çeyrek yıl yani 3 aylık süreçlerle belirlenir. Reel gayrisafi yurtiçi hasıla, geleneksel olarak iki veya daha fazla çeyrek dönemde arka arkaya negatif büyüme gösterirse resesyon oluşur.
Stagflasyon oluşması, ekonomide durgunluk meydana gelmesine bağlıdır. Bu durgunluğun sonucunda enflasyon ortaya çıkar. Ardından bu iki durum birbirini tetiklemeye başlar ve bir kısır döngü oluşur. Durgunluğun ve enflasyonun etkileri, zaman içinde daha da hissedilir bir hâle gelir. Bu da stagflasyonu meydana getirir.
Stagflasyonun ilk belirtisi, işsizliğin artmasıdır. Şirketler, çalışan sayısında azalmaya gitmek için işçi çıkarabilir. Bu gibi durumlar ve farklı sebepler, işsizlik sorununu ortaya çıkarır. İşsizliğin artması, üretim kapasitesini azaltır. Üretim kapasitesi daraldığı için ihracat azalır ve ithalat artar. İthalatın artması, birçok malın ve hizmetin döviz kuruna tabi olmasını gerektirir.
Tüm bu faktörler, ülke çapında fiyatları yükseltir ve halkın alım gücü düşer. Ayrıca ciddi bir ekonomik krize sebebiyet verir. Bu olumsuzluklardan minimum düzeyde etkilenmek ve ihtiyaçlarınızı karşılayabilmek için kredilere yönelebilirsiniz.
Faiz oranlarını karşılaştırın!
Stagflasyonun ekonomi üzerindeki en önemli etkilerinden biri, enflasyonun düşmesini önlemesidir. Çünkü enflasyonun düşememesi, sürekli yukarı yönlü bir hareket gerçekleştireceği anlamına gelir. Enflasyon rakamlarının hızla yükselmesi ve hiçbir şekilde sabitlenmemesi, ekonomik büyümeyi engeller.
Büyüme, bir ülkenin ekonomisi için en önemli unsurlardan biridir. Büyüme hızının kontrol edilememesi de artırılamaması da ülke ekonomisi için ciddi bir sorundur. Dengeli ve kontrollü büyüme, iyi işleyen bir ekonominin kanıtıdır. Stagflasyon; ülke ekonomisinin büyümesini engelleyerek önce iktisadi, ardından da dolaylı yoldan toplumsal sorunlara yol açabilir.
İstihdamı azaltan stagflasyonun sonucunda talebi karşılayacak arz yaratılamaz. İç içe geçen ve sarmal hâline gelen ekonomik sorunlar birikerek krize yol açar. Üstelik paradoksal yapısından ötürü stagflasyonun çözümünün kolay olduğunu söylemek de pek mümkün değildir.
Tüm problemlerde olduğu gibi bu sorunu çözmek için de kaynağa inmek gerekir. Bu sorunun önemli sebeplerinden biri, enflasyondur. Dolayısıyla stagflasyonu önlemek veya çözmek için öncelikle enflasyon sorununu ortadan kaldırmak gerekir. Enflasyonu önlemenin iki yolu vardır:
Enflasyon sağlıklı şekilde düşürülürse kısa sürede durgunluk da yerini harekete bırakacağı için stagflasyon sorunu ortadan kalkar. Bu noktada kurumların doğru adımlar atması büyük bir önem taşır.
Stagflasyon örnekleri, bu kavramın çok daha iyi anlaşılmasını sağlar. Stagflasyon, çoğunlukla küresel çaptaki olayların sonucunda meydana gelir. Yakın geçmişte de bu tür durumlar söz konusudur. Bunlardan ilki, durgunluğu başlatan Covid-19 pandemisi; diğeri ise ithalat, ihracat ve döviz kuru dengesizliğine sebep olan Rusya - Ukrayna savaşıdır. Dünya çapında durgunluğa ve beraberinde ekonomik problemlere yol açan bu iki olay, stagflasyon nedir sorusuna cevap vermeyi kolaylaştıran örnekler arasında yer alır.
Covid-19 pandemisi, 2019 yılının Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde yeni bir coronavirus varyasyonunun tespit edilmesiyle başlamıştır. Damlacık yoluyla bulaşan bu virüs, kısa süre içinde yayılmış ve küresel bir salgına, yani pandemiye dönüşmüştür. Öldürücü bir virüs niteliği taşıyan Covid-19, birçok insanın hayatını kaybetmesine sebep olmuştur. Buna bağlı olarak da dünya çapında neredeyse tüm ülkeler, karantina uygulamasına geçmiştir. İnsanların toplu hâlde bulunduğu yerler kapatılmış, iş yerlerinin büyük çoğunluğu faaliyetlerini durdurmuş, bireylerin evlerinden dışarı çıkması yasaklanmıştır.
Toplumsal düzeyde baş gösteren durgunluk, kısa süre içinde ekonomiye de yansımıştır. Özellikle iş ve eğlence merkezlerinin faaliyetlerini durdurması hem üretimin hem de tüketimin azalmasına sebep olmuştur. Salgının dünya çapında yaşanması, ülkeler arası ithalat sürecini engellemiş ve turizm hacmini ciddi oranda azaltmıştır. Bazı sektörlerde faaliyetlerin durma noktasına gelmesi, reelde nakit akışlarına baskı yaparak ekonomide ileriye dönük likidite talebini yükseltmiştir.
Bu savaş, Rusya Federasyonu başkanı Vladimir Putin’in 24 Şubat 2022 tarihinde komşu ülke Ukrayna’ya karşı başlattığı askerî operasyon sonucu ortaya çıkmıştır. Özellikle Rusya’nın dünya ekonomisinde önemli bir rol oynaması, birtakım iktisadi sorunları beraberinde getirmiştir. Rusya, dünyanın en büyük fosil yakıt üreticisi ve ihracatçılarından biridir. Dolayısıyla savaş başladıktan sonra doğal gaz ve petrol fiyatlarında ciddi bir artış gözlemlenmiştir. Nikel ve alüminyum gibi sık kullanılan emtiaların fiyatları da aynı sebeple yükselmiştir. Moskova Borsası’nın piyasaları sallantıya sokması ve yüksek iş hacmine sahip büyük firmaların Rusya’dan çekilmesi de küresel büyümeyi yavaşlatmıştır.
Rusya ve Ukrayna, dünyanın buğday ihtiyacının %30’unu karşılar. Mısır için ise bu oran %80’dir. Dünyanın ekmek kapısı olarak bilinen bu iki ülkenin savaşta olması, gıda krizinin ayak seslerini de beraberinde getirmiştir. Üstelik Ukrayna toprakları, savaş nedeniyle aldığı hasarlardan dolayı verimsizleşmiş ve yer yer zehirli hâle gelmiştir. Savaş sonrası bile ülkenin bir bölümü ekime müsait olmayacağı için üretimin artış hızı, pek yüksek olmayacaktır.
Yorum Yazın
Konuyla ilgili sormak ya da eklemek istedikleriniz için yorum bırakabilirsiniz.