Mikrofinans kuruluşları, finansal kaynakları çeşitli yöntemlerle yoksullukla mücadele amacı doğrultusunda kullanan kurumlara verilen genel isimdir.
İçindekiler
Genele hitap ettiği anlam bakımından mikrofinans, çok yoksul ailelerin üretici faaliyetlere katılım sağlayabilmesi ya da küçük işletmelerin büyüme gösterebilmesi amacıyla düşük meblağlarda kredi verilmesidir. Bu kredi türüne de mikrokredi adı verilir. Geleneksel açıdan bakıldığında ilgili uygulama, standartlaştırılıp tek tip hâle getirilen bir kredi ürününü ihtiyacı olana vermeyi ifade etmekteydi.
Yoksul kişilerin farklı finans ürünlerine de ihtiyaç duyduğu fark edildikçe kavram, daha geniş bir hizmet yelpazesini kapsadı. Tıpkı diğer insanlar gibi dar gelirli kişilerin de mal varlığını artırmak ve risklere karşı korunmak amacıyla çeşitli finansal enstrümanlara ihtiyaç duyması, kavramın genişlemesine yol açtı. Günümüzde kredinin yanı sıra sigorta ve tasarruf gibi hizmetleri de mikrofinans içine giren unsurlar arasında saymak mümkündür.
Mikrofinans kuruluşları, spesifik bir amaç doğrultusunda hizmet verdiği için bu yapıların hitap ettiği kitle ve sahip oldukları müşteri tipleri de standarttır. Resmî finans kuruluşlarına erişim imkânı olmayan düşük gelirli kişiler, mikrofinansın müşteri portföyünü oluşturur. Genellikle kendi evinde çalışan serbest meslek sahibi kişiler, bu uygulamanın müşterisidir. Kırsal alanlardaki küçük çiftçiler ve esnaflar, daha genel bir ifadeyle düşük gelir getiren faaliyetlere mensup kimseler de müşteri olarak belirtilir.
Kentsel bölgelerde ise dükkân sahipleri, zanaatçılar ve seyyar satıcılar mikrofinans müşteri grubuna dâhil olur. Bu uygulamaya üye olabilmek için çok yoksul olmak ya da istikrarlı bir gelir kaynağı bulunsa bile risk altında kalmak gerekir.
Yoksulluk sınırına yakın kişiler için mikrofinansın olumlu yönleri oldukça fazladır. Söz konusu uygulama, çok boyutlu olarak değerlendirilebilen yoksulluğun hemen hemen bütün yönlerine karşı mücadele etmekle yükümlüdür. Dar gelir ve finansal kuruluşlara erişim arasında ters bir orantı bulunur. Geliriniz ne kadar darsa yatırım araçlarına ve çeşitli finansal hizmetlere erişme şansınız da o kadar düşüktür. Mikrofinans ise bu noktada devreye girerek düşük gelirli kişilere ve işletmelere finans hizmetlerine erişim imkânı tanır. Uygulamanın yoksul kişilere sunduğu avantajlar şu şekilde sıralanabilir:
Mikrofinans uygulamalarının sunduğu olanaklar, yoksul kimselerin kendi ayakları üzerinde durabilecek gücü kazanmasına yardımcı olma amacı güder. Kazancın sadece işletmeyi değil aile yaşantısını ve temel ihtiyaçların giderilmesini de derinden etkilediği düşünüldüğünde mikrofinansın önemi daha iyi anlaşılabilir.
Mikrofinans, her durumda avantajlı bir seçenek değildir. Düzenli herhangi bir geliri bulunmayan çok yoksul kişilerin bu uygulamanın müşterisi olmaması tavsiye edilir. Aksi takdirde kredi ve borçları geri ödeyemeyecekleri için yoksullukları daha da derinleşecektir. Günümüz koşullarında mikrokredi hizmeti, yoksul ailelerin çoğunlukla büyük meblağlarda ve düzenli geri ödeme yapmalarını gerektirir. Kişinin bazı aylar hiç gelir elde edememesi gibi ihtimaller varsa bu durum mikrofinans kuruluşlarının talep ettiği taahhüte uygun değildir. Bir ekonomik fırsat sayesinde küçük meblağda hazır nakit kaynağı bulunan kişiler, ilgili süreç için çok daha uygundur. Bu uygulamanın müşterisi olabilmek için en azından borçların geri ödenebileceği taahhüdünün altına girebilmek gerekir.
Mikrofinansın çoğu durumda kârlı bir yol olduğunu söylemek mümkündür. MicroBanking Bülteni, kârlılığı hesaplamak için dünyanın en büyük mikrofinans kuruluşlarından 63’ünün kâr oranını göz önünde bulundurarak çeşitli veriler elde etmiştir. Bu hesaplama sırasında kâr oranına enflasyon ayarlaması yapılmış ve devlet yardımları çıkarılmıştır. Verilere göre elde edilen sonuç, toplam aktiflerinin yaklaşık %2.5’i olarak belirtilir. İlgili sonuç, ticari bankacılık sektöründeki kâr oranlarıyla kıyaslanabilecek bir seviyededir. Bu seviye de mikrofinansın perakende bankacılık sektörüne giriş için yeterince kârlı ve çekici bir yol olabileceği anlamına gelir.
Söz konusu finansal uygulamanın popüler hâle gelmesiyle birlikte hükûmetler de mikrokredi dağıtmak için farklı kuruluşları kullanma eğilimi göstermeye başlamıştır.
Bunların yanı sıra hükûmet, fonları çok taraflı ajanslardan mikrofinans kuruluşlarına yönelten üst kurul ve kurumlar açmıştır. Ayrıca hükûmet, çok sayıda finansal aktörün mevzuat çerçevesine etki ederek mikrofinans uygulamasına dâhil olabilir. Bu noktada çok yoksul insanlara sunulan finans hizmetleri de desteklenmiş olur. Finansal düzenleyicilerin üstlendiği rol ise şöyledir:
Hükûmet ve finansal düzenleyicilerin mikrofinans gelişimine sağladığı katkılar yukarıdaki şekilde özetlenebilir. Bilhassa devletin bu noktada karmaşık bir rolü bulunur. Mikrofinans yelpazesinin gelişmesiyle birlikte son yıllarda yapılan değişiklikler, bu karmaşıklığın nedeni olarak nitelendirilebilir.
En basit hâliyle mikrofinans kuruluşu, çok yoksul sayılabilecek dar gelirli kişilere finans hizmetleri sunan kurumdur. İlgili kuruluşların birçoğu, nüfusun düşük gelirli kesimine yardım etmekle mükellef olan sivil toplum örgütlerinden oluşur. Bu tipteki kuruluşların hemen hemen hepsi mikrokredi verir ve sadece bu kredilerin borçlularından küçük tutarlarda tasarrufları geri alır. Bu kuruluşları finansal bir sivil toplum örgütü olarak nitelendirmek mümkündür. Sektörde hizmet veren bu tip kuruluşların çoğu, finans dışı alanlarda da hizmet gösterir. Ancak ilgili endüstri perspektifinden bakıldığında bu örgütlere mikrofinans kuruluşu adı verilir.
Yorum Yazın
Konuyla ilgili sormak ya da eklemek istedikleriniz için yorum bırakabilirsiniz.