Bu ay 23 Eylül’de çok önemli bir toplantı gerçekleşecek; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz kararı açıklanacak.
İlk faiz indirimini en geç Ekim toplantısında bekliyorum.
Genel anlamda merkez bankalarının temel görevi, enflasyon anlamında fiyat istikrarını sağlamaktır. Merkez bankalarının fiyat istikrarında başarılı olması için öncelikli şart ise; bağımsız olmalarıdır. Merkez bankası bağımsızlığı, para otoritelerinin kurumsal, yönetimsel, finansal ve para politikasına ilişkin tüm kararlarını herhangi bir baskı unsurundan bağımsız bir şekilde alabilme durumunu ifade etmektedir. Merkez bankalarının en önemli silahları faiz ve rezervlere ek olarak; bağımsızlıkları, kredibiliteleri ve güven vermelidir. Bu noktada eski Fed Başkanı Bernanke'nin bir sözü var; "Para politikası; yüzde 98 konuşma, yüzde 2 karar ve işlemdir."
Şimdi gelelim merkez bankalarının yaşayabileceği sorunlara. Dünyanın her yerinde merkez bankası ile hükümet arasında kısa vadeli öncelikler konusunda gerginlikler yaşanır. Merkez bankasının fiyat istikrarı anlamında uzun vadeli hedeflerinin aksine, hükümetler seçim odaklı çalıştıklarından; kısa vadeli kazanımlara odaklanırlar. Gelecek seçimi kazanmayı amaçlayan hükümetler kalitesiz büyüme de olsa büyümeyi tercih ederler. Bu nedenle merkez bankalarına faizi düşürmeleri konusunda uyarı yaparlar.
Bu noktada merkez bankası bağımsızlığı devreye girer. Bugün tüm dünyada kabul görmüş olan hukuki uygulama, merkez bankalarına hükümetlerin popülist uygulamalarına boyun eğmemeleri için bağımsızlık vermektir. Bu konuda tüm dünyada geçerli olan durum; enflasyon pahasına gelecek kalitesiz büyümenin, uzun vadede ekonomide yaratacağı hasardan ülkeleri korumaktır.
Bağımsızlık elbette merkez bankaları ne isterse yapar anlamına gelmez. Ancak bizim ülkemizde hükümet ile birlikte belirlenen ve yüzde 5 olan enflasyon hedefinin tutturulması için TCMB'nin uygun gördüğü politikayı uygulaması anlamına gelir. Para politikasının başarılı olabilmesi için; alınan kararlardan çok daha önemli olan şey bu kararın güven vermesidir. Ayrıca iletişim ve beklenti yönetimi önemlidir. Çünkü ancak attığı adımların hedefleri ile tutarlılığı konusunda piyasaları ikna edebilen bir merkez bankası, piyasa fiyatlamasını ve beklentilerini arzu ettiği doğrultuda şekillendirebilir.
Son olarak; sözü dinlenen, bağımsızlığı oturmuş ve kredibilitesi olan bir merkez bankası olmak son derece kritiktir. Eğer merkez bankasının kredibilitesi yoksa yani kararlarının siyasi baskı altında verildiğine inanılırsa, o zaman piyasalar merkez bankasının amacının enflasyonu düşürmeye yönelik değil kısa vadeli kazanımlara yönelik olduğuna kanaat getirir.
Merkez bankalarının sağladığı fiyat istikrarı, ekonomiler için çok önemlidir. Bu fiyat istikrarı sağlandığında faizler düşecektir. Yatırımların artması ve işsizliğin azalmasıyla birlikte uzun vadeli büyüme de gelecektir. Faiz adımları konusunda önemli olan samimi olmak ve sabırlı olmaktır.
Herkese sağlıklı günler diliyorum...
Saygılarımla
Yorum Yazın
Konuyla ilgili sormak ya da eklemek istedikleriniz için yorum bırakabilirsiniz.