Dalgalı ekonomilerde sıklıkla kullanılan kavramların başında faiz artırımı gelir.
İçindekiler
Merkez bankaları, ülkelerin para politikalarını belirler. Dolaşımdaki paranın miktarını kontrol etme, fiyat istikrarını sağlama, banknot basma ve ödeme sistemlerini denetleme gibi görevleri yürütür. Merkez bankasının başlıca görevleri arasında faiz kararları da yer alır. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde faiz artırımı, dalgalı ekonomiyi daha stabil hâle getirmek için kullanılır. Faizler yukarı ivmelendiği zaman ekonomide düzensizlikler durulur. Buna bağlı enflasyon geriler ve fiyatlar genel düzeyi dengelenir.
Merkez bankası kararlarının dövize olan etkisini öğrenmek için “Dolar Neden Yükselir, Neden Düşer?” başlıklı içeriğimize göz atın!
Merkez bankası faiz artırımı kararının temelinde birden fazla hedef yer alır. Faiz artırımının en büyük nedenlerinden biri, ödemeler dengesindeki açığı kapatmak. Ödemeler dengesi açığı, ithalatın ihracattan fazla olduğu durumlarda oluşur. Faiz arttığında ulusal para biriminin döviz karşısında değeri azalır. Bu sayede ihracat yapmak, ithalata kıyasla daha cazip hâle gelir.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) özelinde baktığımızda faiz artırımıyla Türk Lirası’nın değeri düşer. Türk Lirası değerini kaybedince kur yükselişinden doğan talep enflasyonu engellenir. Ancak faiz artırımlarının pozitif sonuçlarının yanı sıra negatif etkileri de mevcut. Bu noktada merkez bankası kararlarının önemini daha iyi anlamak için maliyet ve talep enflasyonu arasındaki ayrımı bilmelisiniz.
Talep enflasyonu, ülkedeki talebin arzdan fazla olduğu durumu ifade eder. Faiz artırımıyla bireyler ve kurumlar, tüketim yerine tasarruf yapmaya yönelir. Çünkü birikimleri yüksek faiz oranlarıyla değerlendirmek, harcama yapmaktan daha avantajlıdır. Maliyet enflasyonu ise üretim faktörlerindeki sürekli ve belirgin fiyat artışlarıdır. Faiz artırımı, işletmelerin borçlanma ve finansman maliyetlerini yükselterek üretim yönlü enflasyonun hızlanmasına neden olur.
Güncel banka faiz oranları ile kredi hesaplaması yapmak için ilgili linke tıklayabilirsiniz.
Merkez Bankası, piyasaları etkilemek amacıyla faiz oranlarını değiştirir. Temel amacı fiyat istikrarı sağlamak olan bu kurum, ekonomideki son likidite* kaynağı olarak bankalara ödünç para verebilir. Bu bağlamda Merkez Bankası, para politikasını ve para politikası araçlarını kendisi belirler. Faiz kararını ise enflasyonun gidişatı ve bu durumun hedeflenen rakamlarla uygunluğuna bakarak verir. Merkez Bankası faiz kararında etkili olan hususlar şöyle:
1. Toplam arz-talep dengesi
2. Maliye politikası ile ilgili göstergeler
3. Parasal göstergeler ve kredi büyüklükleri
4. Ücret, istihdam, birim maliyet gibi alanlardaki gelişmeler
5. Kamu ve özel sektördeki fiyatlama davranışları
6. Döviz kurları
7. Olası dışsal şokların analizi
Merkez bankası, faiz kararında iç ve dış piyasaları göz önünde tutar. Örneğin ekonomik iş ortaklığı yapılan ülkelerdeki gelişmeleri takip eder. Güncel jeopolitik olaylar ve küresel piyasalardaki dalgalanmaları izleyerek ülke ekonomisini koruyacak adımlar atar.
Faiz artırımının iyi ve kötü olmak üzere iki ayrı etkisi bulunur. Faiz artırımı yapıldığında tüketim azalırken tasarruflarda artış beklenir. Böylece kaynaklar çoğalır ve yatırımlar için finansman bulmak kolaylaşır. Tüketimdeki azalma, enflasyondaki yavaşlamayı beraberinde getirir.
Faiz artırımının negatif yönlerden biri ise yatırım maliyetinin yükselmesidir. Maliyet artışıyla yatırımcılar, kredi alımlarına daha mesafeli yaklaşır. Ayrıca istihdam da masraflı olarak görülebileceği için düşer. Buna bağlı olarak işsizlik artar ve ülkenin büyüme verileri geriler. Özetle, faiz artırımının da diğer ekonomik gelişmeler gibi zincirleme etkileri bulunur. Şimdi bunları başlıklar hâlinde birlikte inceleyelim.
Faizlerin artırılması ile piyasada talep azalır. Bu sayede harcama eğilimi de azalmaya başlar. Bu politika sonucunda bankalar, TCMB‘den para talep ettiği zaman yüksek faiz oranlarıyla karşılaşır. Ardından kendi kaynaklarını korumak için müşterilerinin mevduat hesabına daha yüksek faiz oranlarıyla para yatırmasını sağlar. Böylece hem bankalar mevduat hedeflerine ulaşır hem de azalan harcama alışkanlıklarıyla talep enflasyonu kontrol edilir.
Politika faizi ve mevduat faizi arasındaki farkı öğrenmek için ilgili linke tıklayın!
Faiz artırımının yatırımlara ve dolayısıyla istihdam oranına etkisi negatif yönlüdür. Zira faizlerin artması, kredi alımlarında dezavantajlı geri ödeme tutarlarına yol açar. Yüksek kazanç fırsatı sunan faize yatırım yapmak ise risk alıp iş yeri açmak ya da faaliyetleri genişletmekten daha mantıklı görülür. Bu etkenlere bağlı olarak faiz artırımı dönemlerinde iş yerlerinde çalışan kişi sayısının azaldığına rastlanır.
Faiz artırımının yatırımları düşürmesi, büyüme verilerinde negatif bir tablo oluşturur. Faiz artırımı, bir diğer ifadeyle sıkı para politikası uygulanması anlamına gelir. Sıkı para politikasına enflasyonun hızlandığı dönemlerde başvurulur. Bu dönemlerde alınan kararlar; yatırımcıların geri adım atmasına, piyasaların durgunlaşmasına ve ekonomik büyüme hızının yavaşlamasına neden olabilir.
Güncel mevduat faiz oranları ile hesaplama yapmak için mevduat sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
Forex, para birimleri arasındaki değer farklarından kazanç sağlanan uluslararası bir piyasadır. Yani para birimlerindeki değer değişimleri, forex yatırımlarından elde edilen kârı belirler. Piyasada işlem gören parite çiftleri**, ülkelerin para politikası kararlarından etkilenir. Merkez bankası faiz oranları, para birimlerinde olduğu kadar emtia, borsa endeksi ve hisse senetleri üzerinde de belirleyicidir. Küresel piyasalara hâkim olmak için FED’in dünya ekonomisine etkisini bilmeli, bu kurumun aldığı kararları düzenli takip etmelisiniz.
Notlar:
*paraya kolay çevrilebilen varlıklar
**iki farklı para biriminin sembolleri
Yorum Yazın
Konuyla ilgili sormak ya da eklemek istedikleriniz için yorum bırakabilirsiniz.