İş dünyasında sıkça gündeme gelen konkordato konusu, borçlu işletmeler için âdeta can simidi niteliğindedir; ekonomik dalgalanmalar, rekabetin artması ve beklenmedik piyasa koşulları gibi nedenlerle borçlarını ödemekte zorlanan işletmeler, konkordato ilan ederek mali yapılarını koruma altına alabilir.
Borçlarını ödemekte zorluk çeken; ancak henüz iflas etme durumuna gelmemiş olan borçlular, alacaklıları ile anlaşma sağlayabilir. Konkordato, bu anlaşma ile borçların yeniden yapılandırılmasının talep edildiği hukuki bir süreçtir. Bu durumda borçlar, belirli bir plana göre ödeme taahhüdü altına alınırken süreç boyunca mahkemeden koruma talep edilir.
Bu süreçte borçlu, alacaklılarıyla anlaşma yaparak borçlarının bir kısmını silmeyi, ödemeleri ertelemeyi veya daha uygun koşullarda ödeme yapmayı teklif edebilir. Konkordato ilan etmek, borçlunun mal varlığı üzerindeki icra takiplerini durdurur. Bu süre zarfında borçlu, mali durumunu toparlayarak borçlarını ödemeye çalışır.
Konkordato komiseri, süreç boyunca borçlunun mali durumunu denetleyen, mahkeme tarafından atanan bir kişidir. Bu mekanizmanın temel hedefi, sürecin şartlara uygun ilerleyip ilerlemediğini gözlemlemek ve faaliyetleri raporlamaktır. Komiser, borçlunun mali durumunu detaylı bir şekilde incelemek ve alacaklıların haklarını koruyacak tedbirler almakla görevlidir.
Komiser, borçlunun plana uygun olarak borçlarını ödeyip ödemediğini takip eder. Gerekli gördüğü durumlarda alacaklıların çıkarlarını korumak için müdahalede bulunabilir. Ayrıca konkordato komiserliği; borçlunun mal varlığını koruma altına almak, gereksiz harcamaları önlemek ve borçlunun mali disiplinini sağlamlaştırmak gibi görevleri de üstlenir. Peki, konkordato nasıl ilan edilir?
Konkordato ilan edilmesinin temel nedeni, borçlunun iflas etmesini önlemek ve borçların belirli bir ödeme planı çerçevesinde tahsil edilmesini sağlamaktır. Konkordato tasdiki ile hem borçluya faaliyetlerini sürdürebilme fırsatı verilir hem de alacaklıların borçlarını belirli bir oran dâhilinde tahsil edebilmesine imkân tanınır.
Bu tür anlaşmalar; genellikle borçlunun likidite sorunu yaşaması, ödemelerini zamanında yapamaması veya mali yapısının sürdürülebilirliğini kaybetmesi gibi durumlarda yapılır. Süreç boyunca borçlunun alacaklılarıyla yaptığı anlaşmalar yasal bir zemine oturtularak mahkeme tarafından onaylanır. Böylece borçluya belirli bir süre tanınarak mali durumunu toparlama şansı verilir. Bu süreç, konkordato ilan eden firmaların ticari itibarını korumasına da yardımcı olur.
İflas erteleme ile borçlu şirketlere mali durumlarını düzeltmeleri için belirli bir süre tanınır. Ancak bu süreç, sadece borçlu ve mahkeme arasında gerçekleştiği için alacaklıların sürece katılımı sınırlıdır. Alacaklıların haklarını koruma açısından yetersiz kalan iflas erteleme, 2018 yılında yürürlükten kaldırılmıştır.
Konkordato ise borçlu şirketlerin alacaklılarla müzakere ederek borçlarını yeniden yapılandırmasını sağlayan bir süreçtir. Bu süreçte alacaklıların oy ve söz hakkı vardır. Komiserler, sürecin düzenli işlemesinde kritik bir rol oynar. Borçlu şirket, anlaşma sayesinde icra takiplerine karşı korunur. Böylece ticari faaliyetlerini sürdürmeye devam edebilir. İflas erteleme sürecine kıyasla hem borçlu hem de alacaklılar için daha etkili bir çözüm sunar.
Konkordato süreci, genellikle mahkeme tarafından atanan bir komiser tarafından denetlenir. Sürece dair önemli detaylar, aşağıdaki gibidir:
Söz konusu hukuki anlaşma hem borçlu şirketin mali dengesini kazanmasını hem de alacaklıların ödeme almasını sağlamak amacıyla tasarlanmış bir süreçtir. Süreç boyunca tüm tarafların hakları mahkemeler tarafından yasal bir zeminde korunur.
Konkordatonun tasdiki, borçlunun teklif ettiği ödeme planının mahkeme tarafından onaylanması anlamına gelir. Bu süreçte mahkeme, teklifin alacaklılar için adil olup olmadığını değerlendirir. Anlaşmanın tasdik edilmesi için bazı temel şartlar bulunur.
Mahkeme, tüm bu şartları değerlendirdikten sonra ilgili hukuki anlaşmayı tasdik edip etmeyeceğine karar verir. Eğer şartlar sağlanıyorsa taraflar arası anlaşma tasdik edilerek yürürlüğe konur.
Konkordato başvurusu yapmak isteyen bir borçlu, gerekli belgeleri hazırlayarak ilgili mercilere başvurmalıdır. Söz konusu başvuru için izlenmesi gereken adımlar, şu şekilde sıralanabilir:
Konkordato başvurusu yapan firmalar, bulundukları bölgedeki Asliye Ticaret Mahkemesine gidebilir. Eğer işletmenin birden fazla şubesi varsa başvuru, merkez birimin bulunduğu yerin mahkemesine yapılmalıdır. Merkezi yurt dışında olan işletmeler ise Türkiye’deki şubelerinin bulunduğu ildeki asliye ticaret mahkemesine başvurarak iflas konkordato belgesini alabilir.
Sunulan talep mahkeme tarafından reddedilirse borçlu ciddi hukuki ve mali sonuçlarla karşı karşıya kalabilir. Talebin reddi, borçlunun borçlarını ödeyememe durumunun tespit edilmesi; dolayısıyla iflas sürecinin başlatılması anlamına gelir. Bu durumda borçlunun icra takipleri ile karşı karşıya kalması ve alacaklıların yasal işlemleri hızlandırması olasıdır.
Konkordato talebinin reddedilmesinden sonra alacaklılar, borçluya karşı başlatılmış olan icra takiplerine devam edebilir. Alacaklılar, borçlarını tahsil edebilmek için haciz ve diğer yasal yolları kullanabilir. Borçlunun mal varlıkları üzerinde haciz işlemleri başlatılabilir, bu süreçte sahip olduğu varlıklar satışa çıkarılabilir.
Mahkeme kararlarının takibi ve konkordato sorgulama süreci, UYAP (Ulusal Yargı Ağı Projesi) gibi sistemler üzerinden yapılabilir. Bu sistemler üzerinden konkordato takip işlemi, başvuru durumu, mahkeme kararları gibi süreçle ilgili önemli detaylar takip edilebilir. Konkordato talebi reddedildikten sonra atılabilecek adımlar ise şunlardır:
Bu süreçlerin her birinde profesyonel hukuki danışmanlık almak önemlidir. Zira bu tür hukuki işlemler, karmaşık süreçler olabileceğinden borçlunun haklarını koruyabilmesi için stratejik bir yaklaşım benimsemesi önemlidir.
Yorum Yazın
Konuyla ilgili sormak ya da eklemek istedikleriniz için yorum bırakabilirsiniz.