Bankacılık faaliyetleri, herhangi bir iş yapacağımız zaman elimizde olmayan parayı bankalardan kolaylıkla bulabilmemiz ve bunu taksitler halinde ödeme imkanına sahip olmamız nedeniyle günümüzün vazgeçilmezi haline geldi.
İçindekiler
Bankacılık düzeninin en önemli varlıklarından biri faizdir. Faizin dine uygun bulunmaması sonucu ortaya çıkan faizsiz katılım bankacılığı, kâr payı sistemi ile çalışır.
Faizsiz bankacılık, kâr payı hesaplama işlemi sonucu tüketicilerin gelir elde ettiği bir sisteme sahiptir. Bu sistem sonucunda elde edilen gelirin dinen hiçbir sakıncası olmadığı için belirli bir kesim sadece katılım bankacılığını kullanır. Parası işletilen tüketicilere, paranın işletildiği fonun durumuna göre kâr ve zarardan pay verilir. Genel bankacılığın “para satışı” prensibi bu sistemde yoktur.
Faizsiz bankacılık sistemi ilk olarak 1963 yılında Mısır’da ortaya çıkmıştır. Mith Ghamr adı ile kendisini tanıtan bu banka, İslam’ı benimsemiş ülkelere bir alternatif sunarak geleneksel bankacılık sisteminden ayrılmayı başarmıştır. Genel olarak İslam ülkeleri ile özdeşleşen bu sistem “katılım bankacılığı” olarak adlandırılır.
Faizsiz bankacılığa daha çok “emanet” kavramı yerleşmiştir. Fon olarak kullanılan paranın ana kaynağı olan kişiler, paralarını güvendikleri bir kuruma emanet ederler. Kâr ve zarar oranını hesaba katan bu tür kurumlar, fonu olabildiğince az zarar ile idare etmeye çalışırlar.
Faizsiz bankacılık standartları, genel olarak kâr ve zarara ortak olma temeline dayanır. Bu doğrultuda sistem, mudilerden toplanan fonlar aracılığı ile bankadan borç alan kişilere kaynak bulmak suretiyle işler.
Faizsiz bankacılıkta ortaklardan toplanan para ile bir mala ya da malzemeye ihtiyaç duyan kişi ortak noktada buluşur. Banka, kişinin ihtiyacı olan ürünü satın alır ve talep eden şahsa taksitler halinde satar. Bu vadenin sonunda elde ettiği kârı, üye ile paylaşır. Kısacası banka para satmak yerine ihtiyaç olan malı kendi bünyesine alıp onu talep eden kişiye taksitler halinde satar.
Bu durum normal bankalarda tam tersi şekilde işler. Faiz sistemi ile çalışan bankalar, krediye ihtiyaç duyan tüketicilere vereceği parayı, mudilerden toplanan mevduat paraları ile yarattığı kaynaktan sağlar. Böylece bu krediden gelen faizin bir kısmını kendisine kâr olarak ayırırken diğer kısmını parası bankada mevduat faizinde olan tüketicilere verir. Dolayısıyla bu, para satma sistemi olarak kabul edilir.
Kredi Faiz Oranlarını İnceleyin!
Katılım bankacılığı, faiz sisteminin niteliklerini taşımadığı için belirgin farklara sahiptir. Fakat pek çok ürün sunar ve bir kısmı nedeniyle diğer bankacılık sistemlerine benzerlik gösterir. Buna göre:
Yaygın olarak kullanılan bu iki bankacılık türü, farklı prensiplere dayanırlar. Bu nedenle genellikle tüketiciler iki banka türünden birini seçer ve diğerini çok fazla kullanmaz. Katılım ve mevduat bankacılığı arasındaki farklar, tüketiciler için belirleyici unsurlardır.
Birikimlerinizi değerlendirerek gelir elde edebilmek adına, hangi bankanın daha yüksek faiz oranı sunduğunu görmek için vadeli mevduat faiz oranları sayfamızı takip edebilirsiniz.
Kâr payı, faizsiz bankacılığın dayandığı temelleri gösterir. Parasını değerlendirmek amacıyla bu tür bankalara yatıran kişiler her türlü artı ve eksiyi göz önüne alarak, dinen helal kazanç elde etmeyi amaçlarlar. Faiz getirisi ise mevduat bankacılığından elde edilen geliri ifade eder.
Kar Payı | Faiz |
---|---|
Kar, müşterilere kullanıdırılan fonlardan elde edilir. | Kar kaynağı, kullandırılan kredilerin faizleridir. |
Kar ya da zarar etme durumu vade sonuna kadar net değildir. | Müşterilerin vade sonunda alacağı para önceden bellidir. |
Katılımcılar, elde edilecek kara göre gelir elde edebilir. | Hesaplanan faiz tutarı vade sonunda tüketiciye ödenir. |
Vade sonunda kar elde edileceği gibi zarar da edilebilir. | Zarar etme durumu yoktur ve risksiz bir yatırımdır. |
Faizsiz bankacılıkta, mevduat bankacılığında var olan pek çok yan hizmet de müşteriye sunulmaktadır. Bu hizmetlerden bazıları şu şekilde sıralanabilir:
Faizsiz bankacılığın temelini oluşturan kâr ve zarar ortaklığı, yatırım sonucunda zarar etme ihtimalini de doğurur. Fakat katılım bankaları finansman havuzunu oluştururken müşteri seçiminde titiz davranır ve zarar ihtimalini en aza indirir. Bu nedenle faizsiz bankacılıkta zarar etme ihtimaliniz oldukça düşüktür.
Uluslararası boyutta markalaşmış olan katılım bankaları ile birlikte yerli sermayeye sahip bankalar da Türkiye’de hizmet vermektedir. En yaygın ağa sahip faizsiz katılım bankaları şunlardır:
Kredi ve bankacılık işlemleriniz için HangiKredi'den destek alın!
Yorum Yazın
Konuyla ilgili sormak ya da eklemek istedikleriniz için yorum bırakabilirsiniz.