Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) yürüttüğü para politikasında eğer zamanlama doğru olmuyorsa bilin ki maliyeti her zaman büyük oluyor.
22 Ekim’de 200 baz puan yetecek iken 19 Kasım’da TCMB Para Politikası Kurulu (PPK), bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) 475 baz puan artırarak yüzde 10,25’ten yüzde 15’e yükseltti. Böylece gösterge faizi olan haftalık repo faizi gerektiği gibi arttı ve arka kapı faiz yerine tabela denilen politika faizi piyasa faizi olarak döndü. Aslında faiz gerçek anlamda sadece 20 baz puan arttı çünkü zaten mevcut piyasa faizi yüzde 14,80’e gelmişti. Bu adım net şekilde tekrar haftalık repo ile finansmanın yapılacağı seviyeye getirildi.
Bu dönüşün kazandırdığı sürede evrensel standartlarda oluşturulacak demokrasi, hukuk ve özgürlük alanlarında mesafe alamazsak yine maalesef başa dönme riskimiz var. Özellikle Merkez Bankası rezervlerimizin eksiye düşmesi nedeniyle kaynak ihtiyacımızın yoğun olarak artacağı bu ikinci dalgada ekonomi yavaşlayacak ve muhtemelen “acı reçete” uygulaması söz konusu olacaktır.
Yazımızın başında bahsettiğim para politikasındaki normalleşme adımı bize zaman kazandıracak sadece. Bu zaman içinde doğru işler yapılmaya devam edilirse kısa vadeli faiz oranları yükselirken uzun vadeli faizlerin düştüğünü, Türk Lirası varlıkların değerlendiğini, döviz kurunda görece istikrar oluştuğunu, beklentiler ile fiyatlamaların rasyonelleşmeye başladığını görmüş olacağız.
Bundan sonra çok hızlı normalleşme adına gerçekleşmesi gereken 10 yapısal değişiklik:
Bunlar yapılmadan faiz artışının bir anlamı kalmayacak, bize ancak zaman kazandıracaktır.
Herkese sağlıklı günler dilerim.
Murat Sağman'a ait diğer yazıları okumak için;
Yorum Yazın
Konuyla ilgili sormak ya da eklemek istedikleriniz için yorum bırakabilirsiniz.