Dolar hayatımızın her yerinde, neredeyse her şey dolarla fiyatlanıyor.
Dolayısıyla dünyada en yaygın olarak kullanılan döviz para birimi olan dolar, ABD’nin dünyayı kontrol altında tutmanın en önemli araçlarından birisi olarak görülmeye devam ediyor. ABD Başkanı Richard Nixon döneminin Hazine Bakanı John Connally’nin tarihe geçen sözünü unutmayalım;
"Dolar bizim paramız ama sizin probleminiz."
Biraz tarihin sayfalarını karıştıralım ve geçmişe yolculuk yapalım. Doların bu kadar yaygın kullanılmasının en önemli nedeni, 1944-1971 yılları arasında geçerli olan Bretton-Woods para sistemidir. 2. Dünya Savaşı sonrasında 44 müttefik ülkenin ABD liderliğinde kurdukları, ABD dolarının altına, diğer para birimlerinin de dolar üzerine altına sabitlendiği bu sistemin önemli bir özelliği, sistemdeki paralardan sadece doların altına dönüştürülebilir olmasıydı. Böylece elinde dolar biriken ülkelerin, nasıl olsa istedikleri zaman bunu altınla değiştirebilecek olmalarının getirdiği konforla, dolar tutmaya devam etmeleri gibi bir alışkanlık geliştirdi.
1971’de sistemin çökmesine rağmen, dünya ticaretinin büyük bölümünü yapan bu ülkeler bu doları kullanmaya ve rezerv para olarak tutmaya devam ettiler. Daha çok ülke bu parayı rezerv olarak kullanmaya başladıkça, bu görülen trend güçlenerek devam etti ve bununla birlikte uluslararası piyasada dolar bir tür güvenilir liman oldu.
Dolarla ilgili ilginç olan nokta ise istenildiği kadar çoğaltılabiliyor. Yani karşılıksız olsa da dolar basma yetkisi ABD Merkez Bankası Fed’de olmaya devam ediyor. 1913 yılında kurulan Fed’in 2008 yılına kadar 800 milyar dolara genişleyen bilançosu ile 2008 büyük finansal krizi sonrası 4 trilyon dolara, 2020 pandemi sonrası ise 7 trilyon dolara kadar genişledi. Bu bilanço genişlemesinin daha önce tarihte görüşmemiş büyüklükte olduğunu ekleyelim. Basılan dolarlarla piyasaların hareketlendiği de gözlendi. Yani FED piyasadaki doların miktarını dilediği zaman artırabilme yetisine sahip. Bunu pandemi zamanında yaptığı gibi yüksek seviyelerde de yapabiliyor, ihtiyaca göre daha az sayıda da dolar basabiliyor.
Türkiye’de de dolar mevduat hesaplarına olan ilgi üst düzeyde. TCMB tarafından açıklanan bilgilerde her ay toplam mevduat hesapları arasında döviz mevduatlarının yükselişini görebilirsiniz. Bunda da yine doların dünya parası olarak görülmesinin etkisi büyük. Doların diğer paralar karşısında neden yükselip neden düştüğünü de iyi anlamak gerekiyor. Gelişmekte olan ülkelerin eğer ekonomisi sağlam temellere ve para politikalarına dayanmıyorsa, o ülkenin parası ile dolar arasındaki kurda büyük değişimler yaşanabiliyor ve de bu değişim genelde doların değer kazanması şeklinde gerçekleşiyor.
Doları dünya parası yapan önemli faktörleri sıralarsak;
Herkese sağlıklı günler diliyorum...
Saygılarımla
Yorum Yazın
Konuyla ilgili sormak ya da eklemek istedikleriniz için yorum bırakabilirsiniz.