Satın alma gücü, ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılaşmasını ortadan kaldıran para birimi dönüştürme oranıdır.
İçindekiler
Ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılaşmasını ortadan kaldıran para birimi dönüştürme oranına satın alma gücü denir. Ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılaşması, alım gücünün artırılmasıyla ortadan kaldırılabilir. Bir ülkenin diğer ülkelere oranla refah seviyesinin tespit edilmesi, alım gücüyle doğrudan ilişkilidir.
Satın alma gücü paritesi hesaplama işlemi, ülkelerin para birimlerinin oranlanması ile yapılır. Ülkelerin paralarının alabileceği ürünlerin oranlanması, alım gücü paritesini ortaya çıkarır. Örnek vermek gerekirse A ülkesindeki ürün sepeti, B ülkesindeki ürün sepetine oranlandığında satın alma gücü değerine ulaşılır. Bu hesaplama sırasında şartlar sabit tutulur.
Tüketici fiyat endeksi (TÜFE), ekonomi piyasalarında bir denge oluşturur. Bu denge noktası belirlenerek satın alma gücünün değişimi daha kolay hesaplanır. Marketten aynı ürünlerin alındığı bir sepete Türkiye’de yaşayan bir tüketici 100 TL, ABD’de yaşayan bir kişi ise 80 USD ödeme yapıyorsa iki ülke arasındaki satın alma gücü paritesi 100 TL / 80 USD = 1,25 olarak hesaplanır.
Alım gücü, ülkelerin ekonomik kalkınma düzeylerini kapsayan bir terimdir. Bu kavram hem bireysel hem de toplumsal anlamda oldukça önemlidir. Alım gücünün düşük olması, toplumlar açısından olumsuz kabul edilen bir durumdur. ‘’Alım gücü nasıl yükselir?’’ sorusu ise pek çok tüketici için merak konusudur. Satın alma gücünü yükseltmek için ülkenin tedavüldeki para biriminin değer kazanması gerekir. Bu durum, piyasadaki mevcut para miktarının azalmasıyla gerçekleşir.
Bireysel olarak alım gücünü yükseltmek için çeşitli uygulamalar bulunur. Paranın doğru yönetilmesi, satın alma gücü üzerinde olumlu bir etki yaratır. Ek gelir kaynakları ile mevcut yıllık kazançta artış gözlemlenebilir. Bu noktada ülkenin yıllık enflasyon oranı da devreye girer. Enflasyon oranıyla paralel olarak gerçekleştirilen gelir artışı, bireysel satın alma gücünün yükselmesini sağlar.
Enflasyon nedir ve neden yükselir diye merak ediyorsanız tüm detayları öğrenmek için Bilgi Merkezi içeriğimize göz atabilirsiniz.
Alım gücü, bir ülkenin ekonomik anlamda kalkınma düzeyine ilişkin önemli veriler sunar. Bir ülkede alım gücünün düşmesi, enflasyon oranlarının yükselmesi anlamına gelir. Küresel çapta bakıldığında satın alma gücünün önemi, ekonomik kalkınmanın bir göstergesi olarak ön plana çıkar. Siyasal, kültürel ve sosyal alanda da gelişmeleri beraberinde getiren bu güç, dünya ekonomisi açısından son derece önemlidir.
Satın alma gücü, standart bir mal ve hizmet sepetinin farklı ülkelerdeki fiyat oranını işaret eder. Bu şekilde ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılıkları giderilebilir. Ayrıca dünya çapında ürünlerin gerçek fiyat ve hacim karşılaştırmaları, daha doğru bir şekilde yapılabilir.
Türkiye alım gücü, uluslararası gelişim düzeylerinin karşılaştırılmasında temel alınır. Gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) değerleri, satın alma gücünün ortak bir para birimi cinsinden kişi başına göre hesaplanması için kullanılır. Ülkenin mal ve hizmet hacmiyle ilgili veriler için satın alma gücü paritesi (SGP) tercih edilir. SGP çalışmaları ise Birleşmiş Milletler ve Dünya Bankası’nın organizasyonu kapsamında 200 ülkenin katılımıyla yapılır.
Güncel TÜİK verilerine göre Türkiye’nin 2019 yılında SGP değeri 59 olmuştur. 2020 yılına gelindiğinde bu oran 62, 2021 geçici verilerine göre ise 64 düzeyindedir.
Paranın satın alma gücü, dünya ekonomisinde fiyat farklılaşmasını ortadan kaldıran bir dönüştürme oranıdır. Satın alma gücü özelliklerine göre mutlak ve nispi olmak üzere ikiye ayrılır. Mutlak alım gücü, iki ayrı ülkede bir ürün grubunun kurda belirlenen fiyatlara göre eşitlenmesidir. Nispi satın alma gücünde ise iki farklı ülkede aynı ürün grubunda gözlemlenen fiyat değişimi hızı, belirlenen kura göre birbiriyle aynıdır.
Satın alma gücü, bireysel ve kurumsal olarak ele alınır. Ülkeler arasında yapılan hizmet ve ürün alışverişi sırasında alım gücü paritesi para birim karşılığı olarak nitelendirilir. Satın alma gücünün yükselmesi ekonomik anlamda dengeyi getirir. Böylece ülkeler arasındaki aynı ürünlerin fiyat farkları azalır veya tamamen eşitlenir.
Alım gücü karşılaştırması, Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından açıklanır. Eurostat’ın güncel verilerine göre 2021 yılının geçici istatistikleri, alım gücü en yüksek ülkelerin bir sıralamasını sunar. Alım gücü karşılaştırmalarında 3 Avrupa Serbest Ticaret Birliği ülkesi (İsviçre, Norveç, İzlanda), 5 aday ülke (Türkiye, Kuzey Makedonya, Sırbistan, Karadağ, Arnavutluk), 27 AB üyesi ve Bosna-Hersek yer alır.
SGP’ye göre alım gücü en yüksek ülke, 277 GSYİH endeksi ile Lüksemburg’tur. Lüksemburg’u:
Ayrıca İsveç 124, Belçika 121, Avusturya 120, Almanya ve İzlanda da 119 GSYİH endeksiyle alım gücü en yüksek ülkeler arasındadır.
Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından açıklanan SGP verileri, Türkiye alım gücünün son yıllardaki değişimini gösterir. SGP’ye göre 2019 yılında kişi başına gayri safi yurt içi hasıla endeks değeri 59, 2020 yılında 62 ve 2021 geçici sonuçlarına göre ise 64 olmuştur. 27 Avrupa Birliği (AB) ülkesinin hasıla endeksinin ortalaması ise 100 olarak açıklanmıştır. Bu sonuç Türkiye’nin %36 oranında AB ortalamasının altında kaldığını gösterir.
Yorum Yazın
Konuyla ilgili sormak ya da eklemek istedikleriniz için yorum bırakabilirsiniz.